top of page

Ötekilikler Üzerine Kısa Hikayeler: Father Mother Sister Brother

  • Yazarın fotoğrafı: Yağmur Naz Aydın
    Yağmur Naz Aydın
  • 28 Eki
  • 2 dakikada okunur
“Öteki’yle konuşmak, onun dünyama girmesi değil, onun dünyasının beni çağırmasıdır.” - Emmanuel Levinas, Entre Nous (1991)
ree

Father, Mother, Sister, Brother; bu sene festivallerden sıkça duyduğumuz, büyük merak uyandıran filmlerden biriydi. Film 3 farklı hikayeyi anlatması yönünden yine Jarmusch’un Night on Earth filmini andırıyor. İki filmde de dünyanın farklı yerlerinde benzer hikayelerin olabileceğini göstermeye çalıştığını anlayabiliyoruz. Filmde asıl dikkat çektiği konuysa aile üzerinden birini ne kadar seversek sevelim onu tam olarak tanıyamıyor olabileceğimiz.


Film üç farklı hikayeyi üç ayrı bölümde anlatıyor; Father, Mother, Sister-Brother. Bu üç hikayede de sürekli gördüğümüz birkaç motif var; suyla kadeh kaldırılması, Rolex saat, kaykaycılar, araba sahneleri ve sürekli duyduğumuz “krallar gibi!” Cümlesi. Bu motifler içinde en ilgi çeken ise arabanın içinde geçen sahneler çünkü karakterleri ilk gördüğümüz, haklarında biraz bilgi sahibi olduğumuz ve hikaye boyunca en dürüst oldukları sahneler hep arabada geçenlerdi.


ree

Biriyle karşılıklı oturmanın getirisi ötekiyle olan göz teması insanların birbiriyle bağ kurmasını sağlayan bir iletişim olduğu kadar bir taraftanda utancı, sosyal kaygıları, toplumsal baskıyı tetikleyen bir bakışa da dönüşebiliyor. Belki de bu sebeple Jarmusch film boyunca en dürüst sahneleri arabada kullanmayı tercih etti. Arabadayken iki taraf da birbirine dönük durmaz, sadece yola bakar. Birimize yönelttiğimiz yargılayıcı, şüpheci bir göz temasının yokluğu insanı rahatlatır belki de.


“Öteki’nin yüzü bana görünür, ama bu görünüş onun özünü açmaz; aksine, görünüşüyle benden saklanır.” — Emmanuel Levinas, Totalité et Infini (1961)

Film boyunca karakterleri tanıma şansımız neredeyse hiç olmuyor ama aslında onlar da birbirlerini tanıyor diyemeyiz, zaten filmde de bütün bağlam bunun üzerine kurulu. Birini sevmek için onu tam olarak tanımalı mıyız? Film boyunca kendimizi bunu sorgularken buluyoruz. Bu soruyu kendi penceremden yanıtlayacak olursam; hayır, tanımamıza gerek yok hatta tanıyamayız da. Hepimiz başkalarının hayatında ötekiyiz. Bu ötekilik insanlığın getirisi olan bir ötekilik çünkü hepimizin dışarıya yansıtmadığı, istese de yansıtamayacağı parçaları var ve bu yüzden de bizi bizden başka kimse bizim kadar tanıyamaz.


ree

Jarmusch’un diğer filmlerinde olduğu gibi bize biraz yansıtmak istediği de belki bu ötekilik kavramı. Aynı aileden gelsek de, başkalarıyla benzer hayatlar yaşasak da hepimiz birbirimizin ötekisiyiz. Ne kadar birbirimizin ötekisi olsak da birbirimizin hayatına dokunuyoruz. Belki kimseyi kendimiz kadar tanıyamıyoruz ama biz kendimizi ne kadar tanıyoruz ki? İşte Jarmusch’un bizi sürükleyip getirdiği de bu nokta olsa gerek. İnsanların öteki ile girdiği iletişim dahilinde yansıttığı benlik ve kendi başlarına kaldıkları benlik arasındaki zıtlığı bize mizahi, dramatik, en önemlisi ise asla üstten dayatmacı bir şekilde olmayan sade basit ve öz bir şekilde sunuyor. Tüm bu yönüyle Father Mother Sister Brother kesinlikle izlemeye değer.

Yorumlar

5 üzerinden 0 yıldız
Henüz hiç puanlama yok

Puanlama ekleyin
bottom of page